> Engeloji : Tekerlekli Sandalye

Translate

Tekerlekli Sandalye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Tekerlekli Sandalye etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

12 Mart 2024 Salı

ALIŞTIĞIMIZ GAFLAR


Dünyaca ünlü pop yıldızı Madonna, şarkı söylerken konserinin ön sıralarında oturan bir dinleyicisinden ayağa kalmasını istiyor. Kalkmayınca oturuyor diye kızıyor. Oysa bu seyirci engelli bir kişi... Madonna, böylece büyük bir gafa imza atıyor.

Madonna'nın kalabalıktan birini ayağa kalkmadığı için azarladığı bu video sosyal medyada paylaşılıyor. Videoda ünlü şarkıcının, doğrudan dinleyicisini işaret ederek, "Orada oturarak ne yapıyorsun?" diye sorduğu ve ikinci kez "Oturarak ne yapıyorsun?" diye tekrarladığı görülüyor. 

Madonna, seslendiği kişiyi daha iyi görebilmek için sahnede ileriye doğru yürüyor ve kalabalığın tepkisini çekiyor. Ünlü şarkıcı bu sırada konuştuğu seyircinin tekerlekli sandalyede olduğunu  fark ediyor "Ah, tamam. Politik olarak yanlış oldu. Bunun için üzgünüm. Burada olduğuna sevindim" diye özür mahiyetinde bir konuşma yapıyor.

Ancak, Madonna'nın önyargılı bu çıkışı sosyal medyada çok tepki alıyor. Birçok sosyal medya kullanıcısı Madonna'ya yönelik öfkesini dile getirerek, söylemleri için onu eleştiri yağmuruna tutuyor.

Bu tür durumlarla karşılaşmayan engelli çok azdır. Engelliler bu gaflara alışıktır. Ben de defalarca bu tür şeylerle karşılaştım. Otobüste "Sen gençsin kalk, ben oturacağım" diyen de oldu. "Sol elinle yeme..." diyen de... 

Kaynak: NTV

ALİYE YÜCEL

22 Kasım 2023 Çarşamba

GAZZE'DE ENGELLİ OLMAK


Bir süredir gündem malum Gazze ve Filistin... Orayı düşünürken, orada yaşayan engellileri de ayrıca dert ediyorum. Bu nedenle ilgili haberleri okumaya çalışıyorum. Engelsiz insanlar için bile çok zor şartları olan bölge, engelliler için ne haldedir tahmin edebiliyorum.

Binalar, sokaklar ve caddelerdeki ağır yıkım nedeniyle tekerlekli sandalye ve diğer yardımcı cihazları kullanarak yürüyen bedensel engelliler, bırakın kaçmayı, kilometrelerce yürümeyi, molozların arasında bir kaç metre bile yol alamayabilir. Çevresel engellerin yürümeyi ne derece zorlaştırdığını çok iyi biliyorum.


Elektriğin olmaması, asansörlerin çalışmaması anlamına geliyor ve yüksek binalarda yaşayan bedensel engellilerin evlerinden çıkmalarını imkansız hale getiriyor. Bir kısmı bu yüzden hayatını kaybetmiş olmalı... 

İşitme ve görme engellilerin, tahliye emirlerini duyma görme ve bilme olasılıklarının düşük olduğunu, özellikle etkili uyarıların olmaması nedeniyle saldırılardan kaçmakta zorluk yaşadıkları anlıyoruz. 

Zihinsel engelli kişiler ise; akrabalarına veya kurtarma görevlilerine nerede olduklarını maalesef anlatamaz, bildiremezler. 

Bir çok engelli kişi diyelim ki hayatını kaybetmedi; yiyecek, su ve diğer temel ihtiyaçların ne zaman tükeneceği konusunda korkusu ve endişesi ile yaşamaktalar... 

Saldırılarda yeni engelli olanlara gelince, onları düşünmek bile istemiyorum. Çatışmalardan kaçmaya çalışan Filistinliler için engelli yaşamak başlı başına etkili bir ölüm olabilir. 

ALİYE YÜCEL

14 Kasım 2023 Salı

ENGEL DEĞİL!


Zaman zaman "Engelli Mahremiyeti" konusunda çalışmalar yaptığımızı ve aynı adla bir Instagram (@engellimahremiyeti) hesabında paylaşımlar yaptığımızı yazıyorum.

Üç haftadır "Engelli olmanız hayatın keyfini çıkarmanıza engel değil!" başlığı altında paylaşımlar hazırladık. İlk iki paylaşımlar ilgi gördü. Bu nedenle burada da yazmak istedim. 

İlk paylaşım bedensel engelliler, daha doğrusu tekerlekli sandalye kullananlar içindi:

"Engelli olmanız hayatın keyfini çıkarmanıza engel değil!" 

Tekerlekli sandalye ile merdivenden inemezsiniz. Ancak sandalyeniz varsa; otobüslerde, lokantalarda, piknik yaparken sandalye aramazsınız!

İkinci paylaşım görme engelliler içindi: 

"Engelli olmanız  hayatın keyfini çıkarmanıza engel değil!" 

Görme engeliyseniz bu karanlıkta yol bulmanız için sorun olmaz! Hatta evde elektrikler kesildiğinde gören kişilere rehberlik dahi yapabilirsiniz! 

Yarın da işitme engelliler için şu paylaşımı yapacağız: 

"Engelli olmanız hayatın keyfini çıkarmanıza engel değil!" 

İşitme engelli iseniz; konuşmaları duyamaz, iletişimde zorluklar yaşayabilirsiniz ama kalpten gelen duyguları anlayabilir, gürültülü ortamlarda kitap okuyabilirsiniz! 

Engelli ve engellilik konularında farkındalık meydana getirecek bilgiler paylaşmaya devam ediyoruz. Takip edebilirsiniz.   


ALİYE YÜCEL



21 Mart 2023 Salı

ENGELLİ PRENSES İÇİN KAMPANYA



Avustralya Sidney'den Hannah Diviney, Disney'in 'engelli bir prenses' yapması için bir kampanya başlattı. 
Doğumda beyin felci teşhisi konan 23 yaşındaki Hannah Diviney, Walt Disney Company'nin herkesin görmesi için engelli bir prenses karakteri yaratacağını umuyor.

Diviney, büyürken filmlerde engelli insanların olumlu temsillerini görmüş olsaydı, hayatının ve kendini sevme ve kabullenme yolculuğunun oldukça farklı olacağına inandığını söylüyor.

Hannah Diviney, Reuters'e verdiği röportajda "Kampanya temelde engelli bir Disney prensesi yaratmayı amaçlıyor ve bunun nedeni özellikle Disney prenseslerinin en fazla görünürlük elde etmeleridir" dedi.

Fox News Digitale de "Bu kampanya, bir çocukluk hayalinin somut ve gerçek bir şeye dönüştürülmesidir" dedi.

Kendisi ile ilgili olarak "Temsil benim için önemli çünkü hiç sahip olmadım. 2023 yılında artık bunun böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum. Fiziksel bir engelim var. ince ve kaba motor becerilerimi etkiliyor. Bu, dünyayı dolaşmak için tekerlekli sandalye kullandığım anlamına geliyor" diyor ve diğer çocuklardan farklı hissederek büyümenin zor olduğunu söylüyor.

Ayrıca, doğrudan Disney'i hedef alan bir mesajda, "Size bu mesajı, Disney filmlerini her zaman sevmiş ama kendini onlarda hiç görmemiş genç bir kadın olarak yazıyorum. Ayrıca engelli olmayan çocukların bizi ve hayatlarımızı anlamaları için güçlü bir referans noktası sağlamış olursunuz."

Mesajına şöyle devam ediyor: "Engelli bir prenses yaratmak (bu karakterlerin ne kadar etkili olduğunu biliyoruz) dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca çocuğa kendilerini maceralar yaşarken, zengin hayatlar yaşarken ve kendi hikayelerinin kahramanı olurken görmek için paha biçilmez bir şans verecektir. Pek çok çocuğun bilinçaltında bir engelli hayatı özümsediği acı verici fikri ortadan kaldırmak için çalışıyor olmak, neşe, macera, dostluk veya aşk olmadan bir hayat anlamına gelir. Bunun ötesinde, engelli olmayan çocukların bizi ve hayatlarımızı anlamaları için güçlü bir referans noktası sağlamış olursunuz. Korku, kafa karışıklığı ve karmaşanın yerini alacak bir hoşgörü, kabullenme, empati ve anlayış kültürü yaratmış olursunuz." diyor.

Reuters'e göre, bugüne kadar Reese Witherspoon, Jameela Jamil ve Mark Hamill'den gibi ünlüler de kampanyayı destekliyor. Dilekçede bugüne kadar on binlerce imza toplandı. 

Kadınlara yönelik bir çevrimiçi haber platformunda editörlük yapan ve yakın zamanda Avustralya'da yayınlanan "Latecomers" adlı bir dizide rol alan genç kadın, büyüdüğünü ve kendisini diğer çocuklardan farklı hissetmesinin kendisi için zor olduğunu söyledi. 

Hannay Diviney web sitesinde kendisini "Sydney, Avustralya'da önde gelen bir yazar, engellilik ve kadın hakları savunucusu" olarak tanımlıyor.

ALİYE YÜCEL 





27 Haziran 2022 Pazartesi

PLAJLARA ERİŞİM

Yaz demek tatil demek, deniz demek. Engelliler de tatil yapmak ve denize girmek istiyor. Ancak pek çok tesis engellilere uygun değil maalesef. Tekerlekli sandalye kullanan engelliler her yere erişim sağlayamıyor. Özellikle sahillere ve plajlara...

Son yıllarda engelsiz turizm, engelsiz tatil, erişilebilir tatil adı altında bazı çalışmalar yapılıyor. Ancak, engelliler için ayrı bir tesis yapmak, engelli ve engelsiz kişilerin birbirlerinden daha da yabancılaşmasına yol açıyor. Önemli olan engellilerin de herkesle aynı ortamda tatil yapıyor olması...

Böyle örnek bir çalışma Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapıldı.  291 kilometrelik sahil şeridinde düzenleme çalışmaları yapılıyorken engelliler de unutulmadı ve plajlara engelli rampaları yerleştirildi.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi, Altınkum’dan Yağcılar’a, Ayvalık’tan Altınoluk’a kadar Büyükşehir Belediyesi sorumluluğundaki bütün mavi bayraklı plajlara engelli rampaları yerleştirildi. 

Ekipler son olarak Edremit Altınkum, Yağcılar ve Ayvalık Birlik Ortopedik Engelliler Derneği’nde engelli rampası çalışmasını tamamladı. Yürüyüş yollarını ve iskeleleri de onaran ekipler, plajları engellilere de hazır hale getirdi.

Kaynak: DHA

ALİYE YÜCEL 


13 Haziran 2022 Pazartesi

İKLİM KRİZİ VE ENGELLİLER



The Guardian'ın haberinde; engellilerin iklim krizinde 'sistematik olarak görmezden gelindiğini' açıklanıyor. Araştırmacılar, yüksek risk altında olmalarına rağmen engelli insanların dikkate alınmadığını söylüyor.

Yapılan araştırmalar, aşırı hava koşullarının etkilerinden özellikle risk altında olmalarına rağmen, iklim krizi söz konusu olduğunda engelli insanların dünya çapında hükümetler tarafından “sistematik olarak görmezden gelindiğini” gösteriyor.

Çok az ülke, iklim krizinin etkilerine uyum sağlamak için planlar yaparken engellilerin ihtiyaçları için hükümler hazırlıyor. Konuyla ilgili ilk kapsamlı incelemeye göre, bir çoğu da engelli insanlardan bahsetmiyor.

"Ulusal İklim Taahhütlerinde ve Politikalarında Engellilerin Dahil Edilmesi"
başlıklı raporun yazarlarından Kanada McGill Üniversitesi'nden Profesör Sebastien Jodoin, engellilerin ihtiyaçlarının göz ardı edildiğini belirterek Guardian'a “Bulgularımız beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Ülkeler, engellilerin iklim planlarına nasıl dahil edilebileceğini düşünmedi. Sistematik olarak görmezden gelindi...” diyor. 

Jodoin; kısmen engellerinin doğası ve aynı zamanda buna sıklıkla eşlik eden sosyal dezavantaj nedeniyle, engelli insanlar iklim etkilerine karşı en savunmasız kişiler arasında olduğunu belirterek bu konu da çalışmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. 

Şimdi gelelim bize... Acaba, Türkiye'de iklim krizinin etkileri için planlar yapılırken engellilerin ihtiyaçları düşünülüyor mu? 
 
ALİYE YÜCEL 




6 Haziran 2022 Pazartesi

TEKERLEKLİ SANDALYEDEKİ GÜLŞEN

Şarkıcı Gülşen son günlerde gündemde... Sahnede giydiği kıyafetler çok eleştiriliyor. Ama ben onunla ilgili olarak bu konuda değil, bir törene nasıl gittiğini yazmak istiyorum. 

Geçtiğimiz günlerde Elle Style Awards "Yılın Stil İkonu Ödülü"nü alan Gülşen, ödül gecesine bir tekerlekli sandalye ile katılıyor. Sonra da Bülent Ersoy'u taklit edip, onu anarak "Otriş giyip Bülent Ersoy'dan neyim eksik demez mi?" notunu Instagram hesabından paylaşıyor. 

Gülşen'in bu paylaşımı dikkat çekiyor. Görüntülerinin ardından YouTube kanalında bir programına telefonla bağlanan Engelsiz Yaşam Vakfı Başkan Yardımcısı Av. Edip Önder konu ile ilgili olarak; "Bülent Hanım'ın rahatsızlığı nedeniyle tekerlekli sandalye kullanması gayet insani bir durum. Ancak Gülşen'in bu davranışı takındığı bu tavır, engelli kardeşlerimizi rencide eden bir durum ve engelli kardeşlerimizi son derece yaralamıştır. Bunu vakıf yönetimindeki arkadaşlarla, Tayyar Bey de vakıfta hep birlikte değerlendireceğiz. Sonuçta biz toplumda önünde engel olan herkes adına bir şeyler yapmaya ve kamu yararı sağlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla engelli kardeşlerimizi rencide eden bu duruma karşı da hukuki bir yola girebilir miyiz vakıf olarak değerlendirip yola çıkabiliriz" diye bir açıklama yaptı.

Gülşen'in tekerlekli sandalye ile yaptığı paylaşım sosyal medyada da gündem oldu, ele alındı. Bazıları "Ne var bunda?" derken bazıları ise rahatsızlığı belirtti. Şarkıcı konuyla ilgili henüz bir açıklama yapmadı. 

Engelsiz Yaşam Vakfı bu konuda hukuki bir süreç başlatırlar mı? Gülşen bu davranışı neden, niçin yaptı? Bu konu ile ilgili bir açıklama yapar bilemiyoruz. Bekleyip görelim. 

ALİYE YÜCEL

16 Mayıs 2022 Pazartesi

"İÇİMDEKİ MÜZİK" FİLM OLUYOR



Türkçeye "İçimdeki Müzik" ismiyle tercüme edilen Sharon M. Draper'ın "Out of My Mind" adlı romanı film oluyor. 

Disney Yapım Şirketi, konuşamayan ve tekerlekli sandalye kullanan serebral palsili küçük kızın hikayesini anlatan romanı filme uyarlıyor. Kitap, ülkemizde ve dünyada çok satanlar listesinde yer aldı.

"İçimdeki Müzik" konuşamayan ve yürüyemeyen, yaşıtı diğer çocuklarla aynı fırsatlara sahip olmayan serebral palsili bir ergen olan Melody Brooks'un 
gerçek hayat hikayesini anlatıyor.
 
Konusu şöyle: S
erebral palsili Melody'nin hızlı bir zekâsı ve keskin bir zihni vardır. Konuşmadan bile insanlar ile iletişim kurmaktadır. Ancak konuşamaması ve tekerlekli sandalye kullanması nedeniyle sınıf arkadaşlarıyla aynı akademik fırsatlara sahip değildir. Bir eğitimci Melody'nin yeteneklerini fark edip, eğitim arayışını görünce onun eğitime devam etmesini sağlar...


Filmde; Melody rolünde yine engelli ve  tekerlekli sandalye kullanan Phoebe-Rae Taylor rol alacak. Disney, 12 yaşındaki Taylor'ı dünya çapında bir arayış ile İngiltere'de buluyor.

Yapımcı Peter Saraf  “Daha önce görülmemiş bir şey yapacağız. Konuşamayan, tekerlekli sandalye kullanan ve serebral palsili yine aynı durumdaki altıncı sınıf öğrencisi harika bir aktris canlandıracak..." diye açıklıyor. 

Filmin yönetmeni ise Amber Sealey. Sealey; oldukça başarılı filmlere imza atmış İngiliz-Amerikalı aktris, film yapımcısı, senarist ve film yönetmeni.

Disney+'ta yayınlanacak olan filmin çekimleri henüz başlamadığı için Disney Yapım Şirketi ne zaman gösterime gireceği konusunda henüz tarih vermiyor. 

"Kitap mı? Film mi?" derseniz tercihim hep kitaptan yana olmuştur. Ama filmi de çok merak ediyorum. Üstelik Melody'yi canlandıracak olan engelli oyuncuyu seyretmeyi istiyorum.

Kaynak: Disability Scoop

ALİYE YÜCEL 


18 Nisan 2022 Pazartesi

ENGELSİZ İKRAM ARACI

Daha önceki bir yazımda Türk Kızılay'ın artık yepyeni bir birimi var diyerek Kızılay Engelsiz'den bahsetmiştim.

Kızılay Engelsiz, Türk Kızılay'ın faaliyetlerinde engellilerin gönüllü ve aktif görev almalarını teşvik ediyor; toplumda farklılıklara saygı göstermeye, sosyal uyuma yönelik farkındalık oluşturuyor. 

Engellilere dair de çeşitli yardım ve faaliyet yapan Türk Kızılay'ı şimdi de engellilerle birlikte çeşitli çalışmalara imza atıyor.   

Engelsiz Kızılay, örnek bir çalışma başlattı. Engelsiz İkram Aracı'nı faaliyete geçirme kampanyası... Müge Anlı'nın programını seyredenler bilir. Onu sevenlerin bağışlarıyla alınan "Mobil İkram Aracı" gibi bir araç olacak. Ancak, bu ikram aracının özelliği  engellilerin hizmet edeceği bir araç olması.

Engelsiz İkram Aracı'nda; tekerlekli sandalyeli kullanıcılar için platform, görme engelliler için kabartmalı yazılar ve ses sistemi, işitme engelliler için işaret dili ile görsel özellikler olacak. 



Engelsiz İkram Aracı Bağış Kampanyası İçin:

İBAN NO: TR 4800 0100 2110 0000 2868 5254

Hesap Adı: Türkiye Kızılay Derneği

Açıklama: Engelsiz İkram Aracı

Engelsiz İkram Aracına Kredi Kartı ile Bağış Yapmak İsteyenler İçin Link: 

https://www.kizilay.org.tr/Bagis/BagisYap/295/engelsiz-ikram-araci

ayrıca 

"Engelsiz" yazıp 2868'e SMS gönderilecek.

Kızılay Engelsiz İkram Aracı sizlerin katkılarıyla hayata geçecek. 


ALİYE YÜCEL 


19 Aralık 2021 Pazar

BAŞARILARLA DOLU BİR HAYAT



Muratcan'ın hikayesini yazmakta geç kaldım. Muratcan Çiçek; 1993 yılında doğuyor. Doğum sırasında geçirdiği beyin felci sonucunda hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyor. Türk Hawking olarak da adlandırılan Muratcan, en büyük yardımcısı annesi... Onun sayesinde başarılı bir öğrencilik  hayatı  geçiriyor.

Özyeğin Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü kazanıyor ve birincilikle bitiriyor. Bu başarısı Google tarafından Europe Students with Disabilities Scholarship 2016 ile ödüllendiriliyor. 
Kariyerine hızlı başlıyor. 2016’da GittiGidiyor’un ilk Machine Learning mühendisi olarak yeni bir departmanın kurulmasına öncülük ediyor. Aynı dönemde Turkcell’in Business Intelligence ekibinde de çalışıyor.
Sonraki yıl  University of California, Santa Cruz, rektörlük bursu ile birlikte Bilgisayar Mühendisliğinde doktora programına kabul ediliyor. Bu sayede Silikon Vadisi’ndeki bir üniversitede Artificial Intelligence ve Assistive Technology üzerine çalışma imkânı buluyor.
Girişim fikirleri Vadi’de kısa sürede ilgi görüyor. 2018 yılında eBay’in de desteğiyle hayata geçirdiği ilk çalışması HeadGazeLib, Apple’ın Augmented Reality teknolojisini kullanarak cep telefonlarıyla engelli bireylerin hayatını kolaylaştırıyor.
Teknoloji dünyasında büyük yankı yaratan projesi Fast Company’nin “World Changing Ideas (Dünya’yı Değiştirecek Fikirler)” listesinde Yapay Zeka fikirleri arasında yer alıyor. 2019 yılında başarıları nedeniyle Türkiye’nin On Başarılı Genci arasına seçiliyor. Fikre gösterilen yoğun ilgiye kayıtsız kalamayan Apple, 2020 Şubat ayında aynı teknolojiyi bütün cihazlarına adapte ediyor.
Google’ın da desteğiyle,  girişimi  fiziksel engellilerin cep telefonu kullanımını kolaylaştıracak  ürünü özel bir test kullanıcı grubu eşliğinde geliştiriyor. Bu projeyle ilgili akademik çalışması erişilebilirlik konusunda dünyanın en prestijli konferansı olan ASSETS2020’de yayınlanıyor. Çalışması 2020 yılında Bilgisayar Mühendisliğindeki belki de en prestijli Fellowship olan Google Ph.D. Fellowship ile ödüllendiriliyor.
Şimdi, konuşmakta güçlük çeken bireylerin konuşmalarını algılayarak yazıya çeviren mobil bir uygulama üzerine çalışıyor. Muratcan Çiçek, blogunda hayatını ve başarılarını uzun uzun anlatıyor. Bu hayata bu kadar önemli başarılar sığdırmak ayrıca büyük başarı...
ALİYE YÜCEL 

23 Şubat 2020 Pazar

GÜLÜMSEMENİ PAYLAŞ BECKY



Bloguma başladığım yıllarda Barbie bebeklerinin tekerlekli sandalyedeki arkadaşını yazmıştım. Tekerlekli sandalyedeki bebeğin adı Becky’di. Yazmakla kalmamış almak istemiştim. Ama maalesef aramış Türkiye’de bir türlü bulamamıştım. Barbie, bebeklerinin yapım firması olan Mattel’in Türkiye mümessili olan firmaya yazmış ve bebeği sormuştum. Cevap olarak bana Türkiye’ye getirmediklerini ve getiremeyeceklerini yazmışlardı. Şaşırmıştım…

Bu bebekten mutlaka almak istedim. Ama yurt dışından da getirtemedim. Meğerse firma 1997 yılında Barbie'nin tekerlekli sandalyedeki arkadaşı Becky'yi piyasaya sürmüş ve kısa bir süre sonra da (artık her ne sebeptense) ortadan kaldırmış… Mattel firması geçen hafta yaptıkları bir açıklamaya göre tekerlekli sandalyedeki bebeği tekrar ürettiklerini açıkladı. Üstelik firma bunun devamının geleceğini; saçı olmayan, protez bacaklı ve vitiligolu bebeklerin de yakında piyasada olacağını söyledi.

Kız çocukları Barbie bebekleri çok seviyor. Her çocuk Barbie almak istiyor. Ancak Barbie bebekler de hep eleştiriliyor. Çocuklar için uygun bir oyuncak olmadıklarını ortaya koyan tartışmalar açılıyor. Barbie’ler vücut hatlarını ve bir yaşam biçimini çocuklara dayatıyor diye… Çocuklar kendilerine hem fiziksel hem de kültürel olarak bu bebeğin yaşam biçimini model alıyorsa Becky belki de Barbie bebeklerinin en faydalısı…


Tekerlekli sandalyedeki bebek fikrinin çocuklar için faydalı olacağını düşünüyorum. Dış görünüşü ve hayat biçimiyle çocuğun düş dünyasına hitap ediyorsa, tekerlekli sandalyedeki Becky olumlu bir sunum... Becky çocuğu engelliliğin bir çeşidi olan bedensel engellilikle tanıştırıyor. Böyle bir bebekle oynayan çocuk tekerlekli sandalyede birini görse yadırgamaz. Engellilik kavramını ve engelli gerçeğini öğrenir. Ayrıca, tekerlekli sandalyedeki çocuklar için de tıpkı onlar gibi bir bebek olması çok olumlu bir durum…

Bu konuda yanılmadığımı 2016 Paralimpik Oyunları’nda şampiyon olan İngiliz atlet Hannah Cockroft’un The Telegraph’a yaptığı röportajından da anladım. Cockrof, Becky’nin kendine nasıl ilham verdiğini konusunda “Beş yaşımdayken tekerlekli sandalyeden nefret ediyordum. Annem sadece Amerika’da satılan Gülümse Becky’nin reklamını bir dergide görmüş. Oradaki oyuncak firmasına mektup yazarak engelli ama özgür ruhlu olduğumu, tekerlekli sandalyeye alışmam için yardım gerektiğini anlatmış. Bebeği bana doğum günü hediyesi olarak gönderdiler. Barbie tekerlekli sandalyeye oturuyorsa ben de oturabilirim diye düşündüm…” diyor.

Küçük bir çocuk için tekerlekli sandalyede olmak ve çevresinde de bu durumda olan birini görememek zor olabilir. İşte bu durumda Becky onlara yardıma hazır! Eğer çocuk engelli değilse de engelliyi tanımak ve engelli farkındalığı için böyle bir bebek gerekli… Becky’nin sloganı da oldukça anlamlı “Share a Smile” (Gülümsemeni Paylaş)… Belki de birlikte gülümsemek için engelli engelsiz her çocuğun bir Becky’si olmalı…

ALİYE YÜCEL

9 Şubat 2020 Pazar

DİZİDEKİ ENGELLİ GENÇ


Bu yıl seyrettiğim iki diziden biriydi “Kadın”… Fox Tv'de yayınlanıyordu. Diziyi üç sezondur seyrediyordum. İlgiyle izlediğim diziye son sezonda engelli bir karakter katıldı. Tekerlekli sandalyedeki genç adam olan Raif... Her hafta Raif’in sahnelerini ayrı bir merakla izledim. Neler yapacak, neler olacak diye… Diziye katıldığı haftadan bu yana hep yazmak istedim ama olmadı. Dizi bu hafta ekranlara veda etti.

Dizide: Raif (Sinan Helvacı), ünlü yazar Fazilet Aşçıoğlu’nun (Hümeyra) oğluydu. Genç adam, bir trafik kazası sonucu engelli olmuştu ve hayatını tekerlekli sandalyede sürdürüyordu. Raif, çok sinirli ve asabi bir karakterdi. Kazanın bıraktığı izi çevresinden çıkarıyordu. Herkesi özelikle de annesini çok kırıyordu. Tüm bakıcılarını reddediyordu. Ta ki bakıcı olarak Ceyda (Gökçe Eyüboğlu) evlerine gelene kadar…

Zengin, genç ve yakışıklı bir adam bir kaza sonucu engelli oluyor. Yürüyememek, hayatının tekerlekli sandalyede sürdürmek, bazı işlerini tek başına yapamamak ve başkalarına muhtaç olmak… Zor olsa gerek… Dizide bu çaresizliği etkili bir şekilde aktardılar. Raif, öyle öfke doluydu ki bir engellinin böyle bir sunumu açıkçası beni endişelendirmişti… Böyle bir karakter engelliler için çok olumsuz bir sunumdu. Senaristin bu durumu düzelteceğini tahmin ettim. Öyle de oldu.


Raif önceleri sadece annesine inat için, onu kızdırmak, sinirlendirmek için Ceyda’yı eve kabul etti. Ama sonra ona alıştı. Gün geldi evlerine yardımcı olarak gelen kıza bu aşık oldu. Çok iyi anlaştılar. Onun sayesinde yüzü gülmeye başladı. Raif; sevgi sayesinde neşeli, esprili ve mutlu biri haline geldi. Sevgi ona iyi geldi.

Raif ve Ceyda, ilginç bir çift oldular… Her ikisi de birbirlerini olduğu gibi kabul etti. Önceleri ikisi de kendini karşı tarafa layık görmedi. Ceyda, zengin ve yakışıklı adama uygun olamayacağı, onun daha iyi birini hak ettiği düşündü. Genç adamın engelini hiç görmedi. Onu olduğu gibi sevdi. Raif ise Ceyda’nın olumsuz geçmişini ve aralarındaki kültür farkını görmemezlikten geldi. Sonra sevginin mucizesini gösterdiler. 

Kadın dizisi, zaten çok sevilen ve seyredilen bir diziydi. Ancak Ceyda ve Raif’in aşkı büyük etki yaptı. Onların durumu, neler yapacakları başrol karakterleri Bahar ve Arif’ten daha çok merak uyandırdı. Dizinin sonunda mutlu son oldu ve evlendiler. Ancak Ceyda ve Raif’in hikayesi biraz aceleye getirildi. Daha devam edebilirdi. Çünkü hikayenin gelişimini ve nerelere gideceğini merak etmemek elde değildi. Çünkü ekranlarda  olumlu sunumlu engelli hikayeleri fazla yer almıyor.

ALİYE YÜCEL

22 Aralık 2019 Pazar

PARA BADMİNTON TÜRKİYE ŞAMPİYONASI



Para Badminton Türkiye Şampiyonası, 19-21 Aralık tarihleri arasında Antalya’da düzenlendi. Antalya’nın Kemer ilçesinde gerçekleşen şampiyonaya 19 il ve 24 kulüpten toplam 57 sporcu katıldı. Şampiyonada yapılan mücadeleler kadınlar ve erkeklerde tekler, çiftler ve karışık çiftler olmak üzere farklı kategorilerde yapıldı.  Para Badminton Türkiye Şampiyonası’nda ilk dörde giren sporculara madalya verildi.

Badminton (tüytop), raket ve bir tür tüylü topla oynanan tenise benzeyen bir oyundur. Badminton kaz tüyünden yapılan bir top ve raketle oynanır. Topun file üzerinden rakip alana atılması ve geri dönmesini sağlamak amacına dayanan bir spor dalıdır. Para Badminton ise bedensel engellilerin oynadığı badminton çeşididir. Sporcuların bedensel özellikleri önemli değildir. Farklı bedensel engellere sahip kişiler de badminton oynayabilir.

Bedensel, işitme ve zihinsel engelliler engel durumlarına göre farklı kurallarla badminton sporunu yapabilirler. Bedensel engellilerde badmintonda klasik badminton karşılaşmalarından farklı olarak sporcular tek, çift ve karışık olmak üzere üç kategoride de yarışabilirler. Bu uygulama engelli sporcuların daha çok yarışabilmesini sağlamak amacıyla yapılmıştır. Kadın ve erkeklerin beraber oynadığı nadir sporlardan biridir.


Bedensel engellerde badminton müsabakaları; Tekerlekli Sandalye Badminton, Ayakta Oynanan Badminton ve Cüceler olmak üzere üç ana sınıflandırma üzerinden düzenlendirilir. Onlarda kendi içinde çeşitlere ayrılırlar. Bedensel engellerde badminton yarışmaları kapalı alanlarda oynanır. Ayakta Oynanan ve Cüceler sınıflandırmalarında müsabakalar için her türlü saha zemin uygun olabilir. Tekerlekli Sandalye Badminton'da ise yumuşak veya tekerlekli sandalyenin hareketini engelleyecek bir yüzey olmaması gerekir. Sınıflandırmalara göre saha ölçüleri ve verilen puanlamalar farklılıklar gösterir.

Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonu Başkanı Arif Ümit Uztürk şampiyona öncesi yaptığı açıklamada: “Badminton branşı daha önceki dönemlerde paralimpik özellik taşımıyordu. 2020 yılında International Paralimpik Komitesi’nin almış olduğu kararla paralimpik spor dalı olarak kabul edildi. Tokyo’da ilk defa badminton branşında yarışmalar yapılacak. Biz yaklaşık 15 yıldır zaten badminton branşında faaliyet gösteren bir federasyonuz. Olimpiyatlardaki hedefimiz, 2016 yılında Rio’da 2 altın madalya almıştık. Altın madalya sayısı çok önemli bu tür oyunlarda... Şimdi madalya sayısını arttırma hedefimiz var…” diyor. 

Türkiye’de engellilerin oynadığı para badminton sporu on yıl önce 2009 yılında Ankara’da başlamıştır. Para Badminton Milli Takımımız, uluslararası bedensel engelliler badminton müsabakalarında şampiyonluklar ve çeşitli dereceler elde etmiştir. Milli Takımızın 2020 Paralimpik Oyunları’nda her kategoride derecelere girip madalyalar alması temennisiyle…

ALİYE YÜCEL

8 Aralık 2019 Pazar

TEKERLEKLİ SANDALYE CURLİNG DÜNYA ŞAMPİYONASI’NIN ARDINDAN



Tekerlekli Sandalye Curling (Körling) B Klasman Dünya Şampiyonası, 27 Kasım - 2 Aralık tarihleri arasında düzenlendi. Dünya Curling Federasyonu (WCF) tarafından düzenlenen şampiyona bu yıl Finlandiya’nın Lohja kentinde yapıldı. Şampiyonada Curling Milli Takımımız da mücadele etti. 3 galibiyet ve 3 mağlubiyet elde eden millilerimiz bir üst tura çıkamadı ve şampiyonaya veda etti.

Millilerimiz şampiyonanın ilk maçını Polonya ile yaptı ve Polonya’yı 8-4 yendi. Japonya’yla yaptığı maçı da 8-6 kazandı. Ancak İsveç’e 12-8, Kanada’ya 10-3 ve İtalya’ya 10-1’lik skorlarla yenildi. Türkiye milli takımı, 6. maçında ev sahibi Finlandiya’yı 8-2 yenmesine rağmen, ilk üç sırada yer alan takımların A klasmanına yükseleceği şampiyonada bir üst tura yükselemedi ve şampiyonayı noktaladı.

Tekerlekli Sandalye Curling B Klasman Dünya Şampiyonası’na Türkiye’yle beraber toplamda 15 ülke katıldı. Bu ülkeler; Amerika, Kanada, Çekya, Danimarka, İngiltere, Almanya, Macaristan, İtalya, Japonya, Polonya, Slovenya, İsveç, Litvanya ve ev sahibi Finlandiya’ydı. Tekerlekli Sandalye Curling Milli Takımımızda; Züleyha Bingöl, Kenan Coşkun, Savaş Şimşek, Turan Akalın ve Deren Özgen yer aldı.


Curling, bir buz pistinin üzerinde stratejik hamlelere dayalı bir spor olduğu için “Buzun Satrancı” diye anılıyor. Curling, dikdörtgen bir buz pistinde 4 kişiden oluşan takımlar halinde oynanıyor. Oyunun amacı granitten yapılmış dairesel taşı buz üzerinde kaydırarak “ev” adı verilen hedefin merkezinde durdurmaktır. Ev, iç içe geçmiş halkalardan meydana gelir. Hangi takım evin merkezine en yakın şekilde taşları ulaştırırsa o oyunun galibi olur.

Curling, Türkiye’de çok bilinmese de dünyada bilinen ve izleyicisi olan bir spor dalı… Zor bir spor olarak kabul edilen curling, bedensel engelliler tarafından da yapılıyor. Bedensel engelliler bu sporu yapmak istedikleri taktirde tekerlekli sandalyeyle oynayabilmeleri için özel ekipmanlar bulunuyor. Tekerlekli Sandalye Curling, paralimpik oyunlarının da en yeni spor dallarından biri... Paralimpik oyunlarına 2006 yılında dahil edildi.

Türkiye’de ilk Tekerlekli Sandalye Curling Takımı 2014 yılında Erzurum’da kuruldu. Geçirdikleri kazalar nedeniyle tekerlekli sandalyede hayatını sürdüren gençler, Tekerlekli Sandalye Curling Takımı’nı kurdular. Önceleri Türkiye’de başka bir takım olmadığı için yurtdışında düzenlenen müsabakalara katıldılar. 2016 yılında da Finlandiya’da dünya şampiyonası elemelerinde yer aldılar. Şampiyonaya katılmaya hak kazandılar ve ülkemizi en iyi şekilde temsil ettiler.

ALİYE YÜCEL

25 Ağustos 2019 Pazar

GERÇEK BİR HİKAYE: THE ACT


Sıkı bir yabancı dizi izleyicisi değilim. Ama zaman zaman oyuncuları ya da konusu ile ilgimi çeken diziler oluyor. Hele de yazın televizyonda seyredilecek bir şey olmayınca izliyorum. Bu yıl yayınlanan "The Act" bunlardan biri... Dizideki fotoğrafta tekerlekli sandalyedeki genç kızı görünce seyretmeden olmazdı. "The Act", Munchausen by Proxy sendromlu bir anne ve kızının hikayesini anlatıyor. Dizi, Netflix gibi internet üzerinden video yayın hizmeti veren web bir sitesi olan Hulu'da yayınlanıyor. Hulu'nun  yeni suç dizisi The Act'in en önemli özelliği gerçek hayattan alınması... 

Munchausen by proxy sendromu (MBPS) özel bir çocuk istismarı durumu... İlk kez 1977'de Meadow tarafından tanımlanmıştır. Anne ya da koruyucu kimse çocukta bir hastalık varmış gibi yapmakta ya da hastalık semptomlarını kendi uydurmaktadır. Böylece "sözde hasta" olan çocuğu doktora götürmektedir. Anneler, çocuğun her zaman yanında olabilmek için onun hasta olmasına ihtiyaç duyuyor, çocukları sevgi adı altında kendine muhtaç ediyorlar. Bu kişiler herkesin güvenini kazandıkları ve çocuğun en yakınında oldukları için şüphelenmek, suçlamak zor. Bu durumda yakalanmaları da imkansız gibi... Böyle bir hastalık varlığını bilmek, tanı koymak güç... Belki de ancak çocuğun başına bir şey geldiğinde anlaşılır olması en korkuncu...

The Act'ın konusuna gelirsek şöyle: Aşırı koruyucu bir anne olan Dee Dee Blanchard, tekerlekli sandalyedeki küçük kızı Gypsy Rose'u ağır hastalıklar, evsizlik ve Katrina kasırgası gibi bir çok güçlüğe karşı korumuştur. Biz yeni geldikleri şehirdeki yeni yaşantılarını izlerken annenin hiç kimsenin görmediği hastalıklı, karanlık ve korkutucu yüzünü de görmeye başlıyoruz. Gypsy Rose annesinin en yakın arkadaşı olmadığını ve ona yaptıklarının anladığı zaman işler değişiyor. Annesiyle arasındaki zarar veren ilişkiden kurtulmak isterken bir cinayet ortaya çıkıyor...



Dizi 8 bölüm halinde yayınlandı. Dizide anne Dee Dee Blanchard'ı ünlü oyuncu Patricia Arquette, kızı Gypsy Rose'u ise genç oyuncu Joey King canlandırıyor. Diğer rollerde ise Calum Worthy, Betty Lynn Allison, Steve Coulter ve Juliette Lewis yer alıyor. Patricia Arquette ve Joey King rollerinde çok başarılılar. Joey King'in oyunculuğuna hayran kalıyorsunuz. Patricia Arquette'de ise nedense hep Hülya Avşar'ı gördüm. Yerli versiyonu çekilirse o oynamalı diye düşündüm. Bu arada anne ve kızının hikayesi anlatan 2017 yılında HBO'da yayınlanan "Mommy Dead and Dearest" isimli bir belgesel de var.

Diziyi izlerken bir çok sahnede irkilmemek imkansız. Çok sarsıcı ve rahatsız edici... İnsan bir an bu sahnelerin bir çoğunun gerçekten yaşanmış olduğuna inanamıyor. İnanmak istemiyor. Gerçek hayatın bir dizi senaryosundan çok daha kötü ve korkunç olması gerçeği insanı derinden sarsıyor. "Dizi bu... Film işte..." diyerek kendinizi rahatlatamıyorsunuz. Diyelim ki dizide bazı sahneler abartıldı. Ama bir gerçek var ortada...

Annenin yıllar boyunca kızına yaptıklarına şaşırıp kalmamak mümkün değil. Dee Dee'nin kızının üzerinden çeşitli kişi ve kuruluşlardan para yardımı alması, çevredeki herkese hatta doktorlara bile hasta olduğunu düşünmeye ikna etmesi, gereksiz tedavilere tabi tutması, başını daima traş etmesi, yemek yemeğe bir engeli olmasa da karnından tüple beslemeye zorlaması, zekasında problem olmadığı halde öyleymiş gibi yansıtması, yürüyebildiği halde hayatının tekerlekli sandalyede geçirmesini istemesi inanılır gibi değil. Bu nasıl bir anne diye düşünüp dehşete düşüyorsunuz.

Bu arada gerçek hayatta Gypsy Rose, annesinin ölümünden ikinci derecede cinayet ile suçlanıp on yıl hapis cezası alıyor. Sevgilisi Nick ise ömür boyu hapse mahkum oluyor. Ruhsal sorunları olan Nick'in rehabilite edilmesi gerekiyordu. Bu kadar ceza almasını anlayamadım. Halbuki ona bunu yaptıran Gypsy on yıl alıyor. Hikaye çok şaşırtıcı... Gerçek olmasa "Böyle bir hikaye yazan bir senarist olabilir miydi acaba?" diye düşünüyor insan. Yabancı dizileri seviyorsanız mutlaka seyredin. Dizinin bu yılın seyredilmesi gereken dizilerinden biri olduğu kesin...

ALİYE YÜCEL  


24 Mart 2019 Pazar

SALLY'NİN ŞANSI



Sally Whitney,  31 yaşında Brighton'da yaşayan genç bir kadın... 2008 yılında Sally'ye lupus (SLE) yada kelebek hastalığı teşhisi konuluyor. Bir bağışıklık sistemi hastalığı olan lupus, daha çok doğurganlık çağındaki kadınlarda görülüyor. Bağışıklık sisteminin vücut dokularına zarar vermesiyle ortaya çıkıyor. Kronik bir hastalık olan lupus; özellikle deri, eklemler, kan, böbrekler ve merkezi sinir sistemi olmak üzere vücudun farklı yerlerini etkiliyor. Açıklanamayan eklem ağrıları, deride ve özellikle de güneş gören yerlerde olan kızarıklar, ateş, kilo kaybı gibi belirtiler bu hastalığın habercisi oluyor.

Sally'ye lupus teşhisi konulduktan 4 yıl sonra da Ehlers-Danlos sendromu teşhisi konuluyor. Ehlers-Danlos sendromu da kalıtımsal bir hastalık... Hastalık; nazik bir deriye sahip olma, kolay doku zedelenmesi, yaraların iyileşmesinde gecikme, eklemlerin normalden fazla gevşek olması gibi durumlarla kendini gösteriyor. Genç kadın, bu iki hastalığın etkisiyle hayatını tekerlekli sandalyeyle sürdürmeye başlıyor. Sally, birkaç saat süren şiddetli nöbetler geçirdiğinden, her hareketinin izlemesi ve günlük işleri yapmasına yardım etmesi için bakıcılara ihtiyaç duyuyor.

Sally Whitney, 2015 yılında hayatını kolaylaştıracak yardımcı bir köpek almak istiyor. Ethan isimli bir hizmet köpeği buluyor. Ethan'ı aldıktan sonra artık hep yanında duracak bir bakıcıya ihtiyacı kalmıyor. Ethan ona her konuda yardımcı olmaya başlıyor. Çeşitli işlerini yaparken evde, alışverişte ve her yerde isteklerini yerine getiriyor. Köpeği onun eli ayağı oluyor. Genç kadın böylece özgürlük ve bağımsızlık kazanıyor. Yepyeni bir hayatı oluyor.


Sally, köpeği Ethan ile ilgili olarak: "Onsuz bir hayat hayal edemiyorum. Yatağımdan kalktığımdan yatağa girdiğim ana kadar o da bütün gün bütün gece benimle..." diyor. Anlattığına göre Ethan'ın yapabildiği pek çok farklı iş var. Sabahları banyoda yardım ediyor, kapıyı kapıyor, şampuan düşünce alıyor, havluyu veriyor. Giyineceği zaman dolabı açıyor, kıyafetleri veriyor. Gidip gelirken asansörü çağırıyor. Çamaşır yıkamasında yardım ediyor.

Ethan'ın kelime hazinesi oldukça fazla... Buzdolabından bile kapının koluna bağlı ipi çekerek, istenilenleri getirebiliyor. Hatta alışverişte ödeme yapabiliyor. Sally, bunu "Sadece "çanta" diyorum. Çantamı açıyor kartımı buluyor ve dizimin üzerine  atlıyor. Sonra "dokunma" diyorum. Ödemeyi yapıp bip sesini duyunca heyecanlanıyor. Fişi almasını istiyorum ve ağzıyla koparıp bana getiriyor. Bunu gören herkes etkilenip onu alkışlıyor..." diyerek anlatıyor.

Sally ile Ethan arasında çok güçlü bir bağ olduğu anlaşılıyor. Ethan, nöbetin erken işaretlerini tespit edebiliyor. Bunun üzerine yardım almak için koşarak Sally'nin hayatta kalmasına yardımcı oluyor. Bayıldığında yada düştüğünde eşi ve bakıcıdan yardım isteyebiliyor. Sally, Ethan sayesinde acizlikten kurtulup, kendisine güven duyan biri haline geliyor. Hayvanlar sahiplerini, sahipleri de onları çok severler. Aralarında daima özel bir bağ vardır. Bunu biliyoruz. Ama anladığımıza göre Ethan çok farklı... Böyle bir köpeğe sahip olmak herkese nasip olmaz. Bu nedenle Sally çok şanslı...


ALİYE YÜCEL

10 Mart 2019 Pazar

BİR HAYALİM VAR



Euronews, serebral palsili (beyin felçli) Rijad Mehmeti'nin hikayesini yayınladı. Rijad, 14 yaşında, Kosova'nın Priştine şehrinin bir banliyösü Bardhosh'ta yaşıyor. Bir erkek bir de kız kardeşi var. Rijad, "Bir hayalim var. Engelli çocukların eğitimlerinin tadını çıkarmaları için eşit haklara sahip olmaları..." diyor. Küçükken rüyasında bir okula gittiğini görüyor. Burası onun için sadece yeni bir ortam ve daha çok arkadaş değil. Hayallerindeki gibi bir okul, her şeyi yapabileceği sihirli bir yer... Potansiyeline ulaşabileceği, pek çok şey öğrenebileceği ve arkadaşlarıyla gününü geçirebileceği bir yer...

Rijad, okulu her dileğin yerine getirildiği sihirli bir yer olarak hayal etmiş. Bu yeni hayata başlamayı dört gözle beklemiş. 1 Eylül sabahı annesi hayalini gerçekleştirmiş ve onu okula götürmüş. Kendi kendine "Hayalim gerçek oluyor" demiş. Artık okula gidiyormuş... Okulun ilk gününde çok heyecanlanıyor. Seviniyor ve mutlu oluyor. Okula geldiğinde ona selam veren birçok çocuk görüyor. Okuldaki ilk günü hayallerinin de ötesinde geçiyor.

Okulda birçok arkadaş ediniyor. Ancak biri onun için çok özel oluyor. Okulun ilk günü Adrian, gülümseyerek onun yanına geliyor. Ona yardım etmek ve destek olmak istiyor. Sınıfa girdiklerinde Adrian, Rijad'ın yanına oturuyor. Defterlerini ve kalemlerini çantadan çıkarmasına yardım ediyor. Bir süre konuşuyorlar. Aralarında büyük bir dostluğun ilk tohumları atılıyor. O günden bu yana Rijad'ın en yakın arkadaşı Adrian oluyor.


Rijad, derslerin ilk zamanlarında bazı zorluklarla karşılaşıyor. Yazı yazmak istiyor, yazamıyor. Adrian, yazmasına yardımcı oluyor. Birlikte yazdıkları ilk iki harf A ve E oluyor. Bu arada Rijad karışık hisler duyuyor. Okulu seviyor, yazdığı için mutlu oluyor. Ancak Adrian'ın yardım etmesi onu rahatsız ediyor. Bir süre sonra tuvalet ihtiyacı hissediyor. Böylece bir sorun daha ortaya çıkıyor. Tekerlekli sandalyesi ile gidemiyor. Çünkü okulun tuvaletinin engelliler için uygun olmadığı görüyor. Yine Adrian ve diğer arkadaşları ona yardımcı oluyorlar. Ancak bu hiç kolay olmuyor...

Rijad, yavaş yavaş buranın aslında hayalini kurduğu okul olmadığını anlıyor. 1 Eylül 2015 tarihinden bu yana hala yazmada zorlanıyor. Hala arkadaşlarının yardımıyla okula gidiyor. Yaşadığı zorluklar hala devam ediyor. Hikayesini anlatmasının nedeni aynı zorluklarla karşı karşıya olmasından kaynaklanıyor. Bu zorluklar sadece okulla da kalmıyor. Her yerde, diğer kurumlarda ve şehirlerin tamamında olduğunu fark ediyor. Hayatını kolaylaştıracak ve daha güzel hale getirecek pek çok şeye erişiminin olmadığını söylüyor.

Rijad'ın hayalindeki sihirli okul rüyası kayboluyor. O, eşitlik istiyor. Tuvalete kendi başına gitmek istiyor. Kendi başına yazmak istiyor. Teknolojiyi kullanmak istiyor. Bu günleri sadece kendisi için değil tüm engelli çocuklar için hayal ediyor. Bütün çocukların eşit olduğu bir dünya istiyor. Rijad, "Umarım bütün çocuklar için eşit bir dünyaya sahip olacağımız, tüm çocukların okuldaki zamanlarının tadını çıkarabileceği, okulu gerçekten sihirli bir yer ve hayallerinin gerçek olduğu bir yer olarak görebileceğimiz bir gün gelecek..." diyor. Onun bu hayali dünyadaki birçok engelli çocuğun da hayali... Ne kadar tanıdık geliyor. Rijad'ın tüm hayallerinin gerçekleşmesi dileğiyle...

ALİYE YÜCEL

3 Şubat 2019 Pazar

AH ŞU RAMPALAR



Engelli rampaları, tekerlekli sandalye kullanıcıların yükselti farklarını aşmaları için yapılmış, ergonomik ve güvenlik şartlarını sağlayarak dizayn edilmiş eğimli platformlardır. Tanım bu ama sosyal medyada bir rampaya rastladım ki. İnanılır gibi değil. Gördüğüm pek çok rampa maalesef standartlara uygun değil. Ama böylesi görülmemiştir sanırım. Yapanlara sormak isterdim. Bunu gerçekten bir rampa olarak mı yaptılar?

Rampaların bir çoğunun eğimi öyle yanlış yapılıyor ki, mimari standartlardan çok uzak. Yapmış olmak için yapıldığı belli oluyor. Amaca hizmet etmek şöyle dursun. Daha çok zarar verecek türden... Tekerlekli sandalyedeki biri çıkmak ya da inmek için kullandığında düşüp büyük sağlık problemleri hatta hayati tehlike yaşayabilir. Böyle bir rampaya rastlarsanız bundan uzak durmak gerekiyor. Sakın ha...

Normalde tekerlekli sandalyeli kişi bir rampayı tek başına kolaylıkla inip çıkabilmeli... Ancak bazı rampalarda tekerlekli sandalyedeki birinin tek başına inip çıkması mümkün değil. Hatta, bir kaç kişinin yardımıyla bile kullanılamaz halde. Peki o zaman bunlar neden böyle yapılır. Bunun tek bir cevabı var. Olsa olsa yapmış olmak için, dostlar alışverişte görsün diye yapılıyor. Başka bir açıklaması olabilir mi?


İmar yönetmeliğinde TSE 9111'e Madde 30'da bina girişleri ve rampalara yer verilmiş. Rampaların bir standardı var. Belirlenen bu standartlara göre, tekerlekli sandalyenin çıkacağı yükseklik 15 cm. veya daha az olursa eğim % 8, 15-50 cm. arasında eğim % 7, 50-100 cm. arasında eğim % 6 ve 100 cm.'in üzerinde ise eğim % 5 olması gerekiyor. Ama pek çok yerde engelli rampası eğimleri % 20 civarında... Buna hiç dikkat edilmiyor. Rampaların bir denetimi de yok.

Tekerlekli sandalyede hayatini sürdürenler için hayatı kolaylaştıran bu rampalar, sadece tekerlekli sandalyeler için değil ki bebek arabaları, bisikletler, çeşitli el arabaları için de gereklidir. Hatta yaşlıların ve küçük çocuklarında hayatını kolaylaştırır. Bireysel yapılar da belki ihtiyaç olduğu düşünülmüyor. Ama çeşitli siteler ve  toplu konutlarda bu böyle yapılıyor maalesef... Halbuki rampalar mutlaka yönetmeliğe uygun şekilde yapılmalıdır. Bu zor bir şey değildir.

Kimse tekerlekli sandalye muhtaç olmasın ama olduğunuzda o rampa öyle büyük bir önem kazanıyor ki... Bu kelimelerle anlatılamaz. O olmazsa bir adım öteye gidemiyorsunuz. İhtiyacı olmayan asla bilemez. O an ki çaresizliği ancak yaşayan bilir. Çok önemli bir ihtiyaçtır. Bu nedenle artık standartlara uygun rampalar yapılmalı, uygun olmayan rampalara ruhsat verilmemelidir. Bunu yapanlara ve ruhsat verenlere de bir yaptırım olmalıdır. Yoksa faydası yerine zararı olacaktır.


ALİYE YÜCEL